باب: عظة
الإمام الناس
في إتمام
الصلاة، وذكر القبلة.
40. Namazı Tam Kılmaları Ve Kıbleye Karşı Gereken Saygıyı
Göstermeleri Konusunda İmamın Cemaati Uyarması
حدثنا
عبد الله بن
يوسف قال:
أخبرنا مالك،
عن أبي
الزناد، عن
الأعرج، عن
أبي هريرة:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (هل
ترون قبلتي
ههنا، فوالله
ما يخفى علي
خشوعكم ولا ركوعكم،
وإني لأراكم
من وراء ظهري).
[-418-] Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle
buyurduğunu nakletmiştir: "Siz benim kıblem yalnız şurasıdır, dolayısıyla
önümden başka bir yeri görmem mi sanıyorsunuz? Allah'a and olsun ki, sizin ne
huşunuz ne de rükûunuz bana gizli kalır. Elbette sizi arkamdan da
görüyorum."
AÇIKLAMA: (Siz benim kıblem yalnız şurasıdır,
dolayısıyla önümden başka bir yeri görmediğimi mi sanıyorsunuz?) Buradaki
istifham, istifham-ı inkârîdir. Bu durumda mana şu şekildedir: Siz, kıblem bu
tarafta diye yaptıklarınızı görmediğimi zannetmeyin!
Bir yöne dönen, diğer tarafa sırtını döner. Allah Resulü görme
duyusunun bir yöne bağlı olmadığını bildirmiştir. Bunun ne anlama geldiği
konusunda âlimler ihtilaf etmiştir. Doğrusu, lafız neye delalet ediyorsa öyle
anlaşılması gerekir. Yani buradaki görmeden maksat, gerçek görmedir. Bu durum
Allah Resûlü'ne özel bir durumdu. Bir başka ifade ile bu, bir mucizedir. İmam
Buhârî de bu görüştedir. Bundan dolayı bu hadisi, "Nübüvvetin
Alâmetleri" bölümünde zikretmiştir. Ahmed İbn Hanbel ve diğer
muhaddislerin de bu görüşte olduğu nakledilmiştir.
حدثنا
يحيى بن صالح
قال: حدثنا
فليح بن
سليمان، عن
هلال بن علي،
عن أنس بن
مالك قال: صلى
بنا النبي صلى
الله عليه
وسلم صلاة، ثم
رقي المنبر،
فقال في
الصلاة وفي
الركوع: (إني
لأراكم من
ورائي كما
أراكم).
[-419-] Enes İbn Mâlik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize bir namaz kıldırdı. Sonra minbere çıktı ve:
'Ben sizi şu an gördüğüm gibi namazda ve rükudayken de görüyorum' buyurdu.
Tekrar: 742, 6644
AÇIKLAMA: (Şu an gördüğüm gibi); Tercih edilen görüşe
göre bu rivayette, görmeden maksat göz ile görmektir. Hadîsin zahiri, bunun
sadece namazlara özel bir durum olduğunu gösterir. Ayrıca bu hadiste, namazı
huşu’ içinde kılmak ile tadîl-i erkâna riayet etmek teşvik edilmiştir. Yine bu
hadisten çıkan bir başka sonuca göre ise, imam, insanların namazdaki durumları
hakkında, özellikle de olmaması gereken aykırı bir durum gördüğü zaman onlara
nasihat etmelidir. Huşunun hükmünü, imam Buhârî'nin namazın nasıl kılınacağını
işlediği konu başlıklarının yer aldığı bölümde, diğer konularla birlikte
ayrıntılı bir şekilde ele alacağız.